İSTANBUL (AA) - YEŞİM YÜKSEL - Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, dünya genelinde ortaya çıkan elektronik atıkların çok az bir kısmının geri dönüştürüldüğünü, dönüşüm sırasında yapılan hataların ise çevre ve sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.

Dijital teknolojiler, çalışma, öğrenme ve sosyalleşme gibi alanların vazgeçilmez unsuru haline gelirken, bu durum elektronik cihaz kullanımının yaygınlaşmasına yol açıyor. Elektronik cihaz kullanımındaki yükseliş, dijital atık miktarında da artış yaşanmasına neden oluyor.

Elektronik atıkların oluşturduğu risklere ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tecer, kullanım ömrünü tamamlamış elektronik cihazların elektronik atık olarak tanımlandığını söyledi.

Dünya genelinde dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla elektronik atık miktarının her geçen gün arttığını belirten Tecer, elektronik atıkların toplanması ve izlenmesi noktasında sorunlar olduğunu ifade etti.

Birleşmiş Milletler verilerine göre 2022'de dünya genelinde 62 milyon ton elektronik atık biriktiğini dile getiren Tecer, şöyle konuştu:

"Şu an 2025 yılındayız ve bu rakam biraz daha yükselmiştir. Elektronik atık miktarının aşağı yukarı 70 milyon ton civarına ulaştığını tahmin edebiliriz. Dolayısıyla bu rakamı dünya nüfusunu baz alarak kişi başına dönüştürdüğümüzde, bir kişi yılda yaklaşık 8,5 kilogram dijital atık üretiyor diyebiliriz. Bunların bir kısmının geri dönüştürüldüğünü söylemek mümkün ama bu geri dönüşüm oranı dünyada çok fazla değil, yüzde 22 civarında. Dolayısıyla günümüz rakamıyla oluşturulan 70 milyon ton dijital atığın yüzde 80'i hala geri dönüştürülmeden gezegende, kentlerde ya da yaşadığımız bölgelerde atık olarak duruyor."

- Türkiye'de tahmini dijital atık miktarı 1 milyon ton

Türkiye'de elektronik atık miktarı konusunda net rakamlar bulunmadığına, dijital atık takibine ilişkin de mekanizma olmadığına dikkati çeken Tecer, Türkiye İstatistik Kurumunun 2022 verilerine göre, toplam 133 milyon ton atık bulunduğunu ancak bu miktarın ne kadarının elektronik atıkları kapsadığının belirtilmediğini bildirdi.

Lisanslı dijital atık dönüştüren firmalardan elde edilen rakamlara göre, 2020'lerin başında yaklaşık 847 bin ton elektronik atık oluştuğu bilgisinin bulunduğunu aktaran Tecer, bugün bu miktarın 1 milyon ton olarak tahmin edildiğini vurguladı.

Tecer, bu varsayıma göre, Türkiye'de kişi başına düşen elektronik atık miktarının 10 kilogram olarak hesaplandığını, bu miktarın dünya ortalamasının üzerinde olduğunu vurguladı.

Atığın içinden kullanılabilecek parçaların alınarak onların farklı bir amaç için kullanılmasının "geri dönüşüm", bir atığı yeterince ayıkladıktan sonra aynı amaçla tekrar kullanılmasının ise "tekrar kullanım" olarak adlandırıldığını belirten Tecer, elektronik atıkların geri dönüşüm sürecini şöyle anlattı:

"Öncelikle, elektronik atıkların ayrı toplanması ve sonra bunların ayrıştırılması gerekiyor. Toplama ve ayrıştırma aslında atığı kaynağından itibaren yaparsak verimli hale geliyor. Toplanıp ayrıştırdıktan sonra sökülme, parçalama işlemlerine geçiliyor. Elektronik atıkların içindeki kullanılabilir malzemeler ki bunlar birtakım ağır metaller içerebildiği gibi cam, plastik gibi parçalar barındırıyor, bunların toplanması ve tekrar kullanılması mümkün. Dolayısıyla elektronik atıkların içindeki plastik, metal, cam gibi malzemeler ayrı ayrı sökülerek toplanır. Sonra bunlardan fiziksel ve kimyasal ayırma işlemleri yapılır. Bu da sonradan geri kazanmanın bir üçüncü aşaması olarak karşımıza çıkıyor. Son aşama ise geri kazanım ve yeniden kullanılma aşamasıdır."

- "Zararlı bileşenler besin zincirine karışıyor"

Elektronik atıkların uygun olmayan yöntemlerle bertaraf edilmesinin havayı kirleten emisyonların yayılmasına yol açtığını, özellikle yakma işlemi sonucu elektronik atıkların içindeki toksinler, uçucu organik bileşenler ve kanserojen maddelerin atmosfere karıştığını dile getiren Tecer, "Dünya Sağlık Örgütünün, elektronik atıkların yakılmasıyla birlikte havaya yayılan maddelerin, sinir, kalp, damar ve solunum sistemlerinde rahatsızlıklara yol açtığı yönünde uyarıları var." diye konuştu.

Elektronik atıkların içindeki ağır metallerin su ekosistemini de olumsuz etkilediğinin, bu maddelerin canlıların metabolik yaşamlarını etkileyerek ölümlerine yol açtığının altını çizen Tecer, canlı dokusunda birikebilen zararlı bileşenlerin besin zinciri yoluyla diğer canlılara ulaştığı uyarısında bulundu.

Tecer, elektronik atık kirliliğinin önüne geçmek için bireysel tercihlerde farklılıklar yapılmasını tavsiye ederek, şu ifadeleri kullandı:

Osmanlı ve modern dönem hatlarının eserleri başkentte sanatseverlerle buluştu Osmanlı ve modern dönem hatlarının eserleri başkentte sanatseverlerle buluştu

"Elektronik eşyaları kullanırken bir gün bunların kullanım ömürlerini tamamlanacağını düşünüp atık olarak çevreye bırakılacağını hesap etmemiz lazım. İkincisi, ikinci el ürünleri tercih etmek. Her seferinde bilgisayarımızın, cep telefonlarımızın sıfırını almak ve kullanmak bir övünç kaynağı olmamalı. Aslında biraz utanmalıyız, çekinmeliyiz. Çünkü doğal kaynaklar sınırlı, bizim ihtiyaçlarımız sınırsız. Üçüncüsü, gereksiz elektronik eşya almaktan kaçınmamız lazım. Son olarak da doğru şekilde geri dönüştürmek. Hiçbir şekilde kullanım şansı kalmamış ürünleri çöp poşetine değil, atık dönüştürme merkezlerine götürüp teslim etme yolunu seçebiliriz." diye konuştu.

- "Yasal düzenlemeler, teşvik mekanizmaları oluşturulmalı"

Bireysel önlemlerin dışında topluluk bazlı geri dönüşüm merkezleri kurulması, atıkların ayrı toplanmasını sağlayacak teşvik mekanizmalarının hayata geçirilmesi, eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenmesi ve üreticiler üzerindeki sorumluluğun artırılması gerektiğini vurgulayan Tecer, ülke politikasına yön veren siyasetçilerin de yasal düzenlemeler ve teşvik mekanizmaları oluşturması gerektiğini dile getirdi.

Tecer, Türkiye'de 1-7 Mayıs'ta kutlanan Bilişim Haftası'nın elektronik eşyaların daha bilinçli kullanılması, dijital okuryazarlığın geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması noktasında önemli olduğunu kaydetti.

Kaynak: AA