Tutuklanarak yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında tahliye kararı verilmesinin ardından avukat kızı Seraf Özer, “Bugün ilk defa mutluluk gözyaşı döktüm. Gecikmeli de olsa tahliye kararı verilmiş olması umut vericidir. Umudumu hiç yitirmeden bugünkü verilen kararı siyaseten de çok önemli buluyorum. Bu bir kırılma noktasıdır. Olumlu yorumlamamız gerekir. Dolayısıyla umuyorum ki, iddianameyi beklemeden tahliye talebiyle Ahmet Özer’i ikinci tutukluluğunda da özgürlüğüne kavuşturacak şekilde bir tahliye kararı alırız. Bugün bizim için gerçek bir özgürlüğe kavuşma olmadı. Tahliye kararı duymak Ahmet Özer dosyasında umut verici oldu” dedi.
İstanbul'daki "Kent Uzlaşısı" operasyonları kapsamında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla yaklaşık 9 ay önce tutuklanarak yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve şehri terk etmeme şeklinde adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliye kararı verildi. Özer, iş insanı Aziz İhsan Aktaş'ın etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için verdiği ifadeler kapsamında yürütülen ve 4 başkanın daha tutuklu bulunduğu soruşturma nedeniyle de tutuklu bulunduğu için cezaevinde kalmaya devam edecek.
Bugünkü tahliye kararının ardından Ahmet Özer’in avukat kızı Seraf Özer, gazetecilere açıklama yaptı. Babasının gözaltına alındığı geçen 30 Ekim’den bu yana asla umudunu yitirmediğini belirten Özer, şunları söyledi:
“Çoğu zaman öfkeden, çoğu zaman kızgınlıktan, çoğu zaman uğradığımız zulmün, haksızlığın yarattığı öfkeyle çok gözyaşı döktüm ama bugün ilk defa mutluluk gözyaşı döktüm. Gecikmeli de olsa tahliye kararı verilmiş olması umut vericidir. Hepimiz için nefes olduğunu düşünüyorum. Çok değer verdiğimiz ve desteklediğimiz barış süreci içerisinde bu soğuk iklimin kırılmasını çok önemsiyoruz. Açıkçası hep şunu söyledim. Ahmet Özer dosyası barış süreci için bir samimiyet testidir. İçerideki diğer belediye başkanlarımız için bir turnusol kağıdı görevindedir. Emin olun, bu hem vatandaşa hem Silivri’deki siyasi tutsaklara, diğer cezaevindeki değerli bürokratlarımıza, siyasi olarak tutuklu olan herkese bir nefes niteliğinde bir karar oldu. Şunu da belirtmek istiyorum. Üzerine belki çok şey yazılıp çizilecektir. Ben ama hâlâ aynı noktadayım. Önemli olan adil yargılanma, önemli olan masumiyet karinesi, önemli olan lekelenmeme hakkının ihlal edilmeden süreçlerin ilerletilmesidir. Umuyorum ki hukuka güven zedelenmeden bir an önce bu siyasi operasyonlar son bulur.
“Yedekleme mantığıyla verilmiş bir tutuklama kararı”
Bugün Ahmet Özer bir tahliye kararı aldı fakat kıymetli babam, değerli müvekkilimiz için bu gerçek bir özgürlüğüne kavuşma anlamına gelmiyor. Çünkü biliyorsunuz, Esenyurt Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi’ne ortak bir operasyon yapılmıştı ocak ayında. Kamuoyuna da ‘Aziz İhsan Aktaş’ dosyası olarak yansıyan bu dosyada şu an Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Utku Caner Çaykara, Hakan Bahçetepe, Zeydan Karalar, Ceyhan ve Seyhan Belediye Başkanlarımız tutuklu. Bu dosyada henüz iddianame yok. İddianame olmadığı için savunma hakkımızı kullanarak mahkeme önüne çıkıp savunma yapabilmiş değiliz. Ahmet Özer’in bu dosyada ihaleye fesat karıştırma gibi bir suçlamayla tutuklaması mevcut ama bu, tutuklandıktan 3 ay sonra bir yedekleme mantığıyla verilmiş bir tutuklama kararıydı. Ben yine umudumu hiç yitirmeden bugünkü verilen kararı siyaseten de çok önemli buluyorum. Bu bir kırılma noktasıdır. Olumlu yorumlamamız gerekir. Dolayısıyla umuyorum ki, iddianameyi beklemeden tahliye talebiyle Ahmet Özer’i ikinci tutukluluğunda da özgürlüğüne kavuşturacak şekilde bir tahliye kararı alırız.
“Siyasi operasyonların son bulması barış süreci için çok değerli”
Bugün bizim için gerçek bir özgürlüğe kavuşma olmadı. Elbette mutluyum. Tahliye kararı duymak Ahmet Özer dosyasında umut verici oldu. Hepimizin buna çok ihtiyacı vardı. Yani ülke olarak iyi bir haber almaya çok ihtiyacımız vardı ama sevinç naraları da atmadığımın özellikle altını çizmek istiyorum. Çünkü 9 ay boyunca haksız ve hukuksuz bir şekilde özgürlüğünden mahrum edildi. Eğer tek bir kişi haksızca özgürlüğünden mahrum bırakılıyorsa hiçbirimiz özgür değiliz demektir. Dolayısıyla benim dileğim, barış ve kardeşliğin tesis edilmesi. Ahmet Özer’in bugün cezaevinde değil, dışarıda bu önemli sürece katkı veriyor olmasıdır ülkemize değer katacak olan şey. Bu siyasi operasyonların son bulması da barış süreci için çok değerlidir. Çünkü her zaman dediğim gibi toplumun yarısını dışlayarak bir barış süreci inşa edemeyiz. Toplumu adalete, huzura, refaha, barışa inandırmak için bugünkü bu karar bence önemli bir adım oldu. Bu anlamda olumlu adım atan devlet erkanları da oldu, onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Umuyorum ki Ahmet Özer’i bir an evvel sağlıkla özgürlüğüne kavuştururuz.”
